22 Eylül 2008 Pazartesi

Vaktim Var Sanıyordum..

Vaktim var sanıyordum.Daha, ılık sonbahar güneşinin güzelliğini anlatacaktım."Bugünlerde Urfa'ya düşse yolunuz; yakmayan, ılıtan, ısıtan, gülümseten bir sonbahar güneşi karşılar sizi.Dışarılarda olmanın, cebine taze fıstık doldurup öğlen güneşine karşı yürümenin, Balıklıgöl'ün koca çınarlarının altında oturup sonbaharı hissetmenin, akşam serinliği yaklaşmakta iken yavaş yavaş gitmeye hazırlanan yazla vedalaşmanın zamanıdır"diyecektim
"Sonbaharın o kendine özgü hüznü yavaş yavaş yayılmakta mıdır , yoksa Loya kendi hüznünü her sonbahar yaymakta mıdır sessizce ortalığa bilinmez ama,hüzünle huzur hep kolkola gelirler sonbaharlarda"diyecektim.
Daha, toprağın, ağaçların, suyu bulmak için hep daha derinlere ulaşmaya çabalayan köklerin ve Loyanın düşlerini anlatacaktım yağmurlara dair.
Belki domates kurutacaktım,biraz daha incir, üzüm yiyecektim,kavurucu yaz yeni bitmişti, ılık sonbaharın tadını çıkaracaktım işte.
Loya, hüzün ve huzur kolkola girip gezeceklerdi, hazan olmuş bağları bahçeleri, ıssız çocuk parklarını, eski dar sokakları, geniş caddeleri.
Ama hayat gibi sonbahar da ben plan yaparken gülüyormuş kıs kıs.Tatlı bir yağmur kokusu hatırlattı bu sabah, ertelemek için aslında hiç vaktimin olmadığını.Süpriz bir yağmur arkasına taktığı serinlikle çalmıştı kapmızı...

Hiç yorum yok: