29 Eylül 2008 Pazartesi

Bayram Deyince...

Köy...Bütün bayramların yaz tatilinde ve Köyde geçtiğinden emin olduğumuz çocuk aklımız...
Karacapxe Hala'nın kına dolu tası ile evimize gelmesini beklerken ki heyecan.Bilirdik ki her ne olursa olsun gelecek.Ta ki artık gelemez olduğu bayram arifesine kadar...
Minik ellerimizdeki taze kına kokusu...
Erkenden kalkıp suya koşturuşumuz kınalı elleri yıkamak için.Sonra da kimin ki daha koyu tutmuş diye avuçlarımızı merakla karşılaştırışımız...
Bayramlıklarımız...Özellikle de yeşil fiyonklu sarı elbiselerimiz...
Kahvaltı bile etmeden giyinip dışarı fırlayışımız...
Şeker Toplama Ekibimiz...
Nerenin şekerleri en güzel, kim ne dağıtıyo listemiz.Zira bu uğurda sınır tanımayan Ekip bizdik...
Selveri Mandili...Tokalar, yüzükler, soğan kabuğu ile birlikte kaynatılmış yumurtalar...
Büyük Salıncak zamanı...
Bayram namazından dönen Babamın yolda bize kucak açışı...
Yorgun argın eve döndüğünde henüz saatin öğleni bile varmadığının garip şaşkınlığı.Meğer ne kadar erken kalkmışız.Yaşasın daha bayram bitmedi sevinci...
Kim daha çok şeker topladı? Ve kim şekerleri bayramdan günlerce sonrasına saklayabildi?Kesinlikle ben değil...
Evet evet, öyleydi, çocukken daha iyiydi bayramlar...Değil mi yoksa sevgili Ekip arkadaşım, Şinam?

1 yorum:

şina dedi ki...

arife akşamları tatlı bir telaş alırdı anneleri, xavla yapılacak bilmem kaç tepsi, kararmış tahtalar bir kez daha silinecek, çocukların bayramlıkları elden geçecek, ölmüşlerin ruhuna yasin okunacak...Yine de dünya en çok da bizim etrafımızda dönüyor gibiydi. Tanrının verdiği bir lütuftu o bayramları o gözlerle o günlerde yaşamış olmak.