16 Kasım 2008 Pazar

Şimdi...

Şimdi ağlamalı, sessizce bir köşede.Yana yana değil, doya doya .Yıkanıp arınırcasına, için paklanırcasına.Şifalı gözyaşları dökmeli.Ilık, bereketli, binlerce yıllık bir nehirden taşar gibi, taşların üstünden ustalıkla akar gibi.Kendine sarılır gibi, kendini dinler gibi, susar gibi, konuşur gibi,dolarcasına güler gibi.Dizini karnına çekip mışıl mışıl uyur gibi.
Söyleyemediklerin dökülmeli gözlerinden, söyleyebildiklerin, hayallerin dökülmeli, hayal bile edemediklerin.Alıştığın özlemeler dökülmeli, alışamadıkların.Gurbetlerin dökülmeli, sılaların, kavuşmaların, ayrılmaların.
Oturup dinlenmeli, durup bir düşünmeli.Yola düşüp kaybettiklerini bulmalı, düşürdüklerini toplamalı, boşuna sakladıklarını atmalı veda bile etmeden.
Yamalı bohçayı* yıkamalı, içine doldurmalı bulduklarını, yenilenmiş hayallerini, sakladığın düşlerini.
Sonra dolmalı, taşmalı, akmalı, çağlamalı... Yola devam etmeli yani....

* Yamalı bohça fikri için ve bunu kendisine sormadan kullanabildiğim için Şina'ya teşekkürler...

2 yorum:

Beter Böcek dedi ki...

Herşeye rağmen yola devam etmeli...

LOYA dedi ki...

Teşekkürler Tuana.
Hayatın kendi ritmine uyup, kendi mevsimlerimizi yaşayıp, gerektiğinde yaprak dökerek, zamanı geldiğinde çiçeklenerek allı pullu; ağlamak kadar gülmesini de,susmak kadar konuşmasınıda bilerek, yola devam etmeli....Kendi dansımızı hayatın özgün ritmine uydururcasına.....