30 Eylül 2009 Çarşamba

Sen benim neyimsin?

Sen gözlerimin içine bakıp 'ben senin neyinim' demedin. Ama ben hep sordum kendime...Sen benim neyimsin? Akşam üstlerinde rüzgar eserken kapının eşiğine oturup hendek ile duvarın arasından görünen yol parçasından geçmeni beklerken herşeyimdin. Sahnede selam verdiğimde heyecanla herkesten önce ayağa kalkıp alkışlarken ailemden biriydin. Elinde dört tane papatyadan oluşan buketle saatlerce kütüphaneden çıkmamı beklerken heyecanımdın. Lafı döndürüp dolaştırıp dakikalarca konuştuktan sonra adamakıllı beni yemeğe davet edemediğinde korkağımdın. En yüksek ağaçların tepesindeki en güzel yemişleri toplayıp getirdiğinde mahçubumdun. Yanyana gördüğüm her ağaca gizlice isimlerimizi koyduğumda sevdamdın. Hüzünlü aşk şarkılarının sevenlerin kavuşamadığı mısralarında hicran yaramdın. Uğruna yıllarca sılaya dönemediğimde kin tutamadığımdın. Uzak bozkır kentlerinde unutmaya çalıştıkça inatla bir köşeye iliştiğinde çocukluğumun bir parçası olduğunu kabullenişimdin. Apansız girdiğin rüyamda, uzak sessiz suçlu...Her bahar gizlice, içten içe doğum günü kutlanandır. Bütün doğum günü şarkılarının kısık sesle fısıldanışıydın.
Sahi sen benim neyimdin?

Hiç yorum yok: